Dünyamızı ayağa kaldıran ve her gün binlerce kişinin öldüğü virüs çıkış kaynağı olarak düşünülen ve üzerinde en çok durulan hayvanın pangolin olduğu belirtiliyor. Peki bu hayvanlar hakkında bilgimiz ne kadar, nerede yaşarlar, ne tür canlılardır? Corona virüsü gerçekten pangolinden mi bulaştı?
Pandolinler Hakkında
Vücutları kiremitlere benzer şekilde düzgün şekilde dizilmiş büyük keratin pullara benzeyen hafif kozalak görüntüsü halinde gözüken bir biçimdedir. Üst bölümdeki pullar kuyruğun ucuna kadar tamamen iner. Pulsuz olan kısım iç bacak ve alt kısımlardır. Pullar arası kıllar bulunmaktadır. Dişleri yoktur ve dilleri uzun ve solucana benzemektedir. Mideli çok kaslı ve öğütücü sindirime yardımcı mide dişleri vardır. Midelerinin iç çeperinde keratin çıkıntıları bulunmaktadır.
Pandolinler Uzakdoğu’da bulunan memeli bir hayvan türüdür. Canlı ve hareketli çam kozalaklarına benzeyen bu canlılar termit, karınca, pupa, larva, yumurta gibi yuva içerisinde ve erişilmesi güç her şeyi kolaylıkla yiyebilir. Tehlike anında yuvarlak şekle bürünerek kendini koruma haline bürünebilir. Pullu karınca yiyen ismiyle de anılır. Görme yetenekleri zayıf olan bu canlıların koku ve duyma yeti fazlasıyla gelişmiştir. Doğadaki termit popülasyonunu kontrol etmede anahtar görevi görmektedir. Nesli tükenmekte olan bu canlıların da sayıları gün geçtikçe azalıyor.
Pandolin ve Corona Virüsü
COVID-19 virüs kolunun yayılmasına neden olduğu düşünülen bu hayvan olup olmadığı hala da araştırılıyor. Bu iddianın arkasında da yıllardır araştırmacılar tarafından bilinen başka bir virüsün mutasyon sonucu olduğu düşünülüyor. Coronavirüsler bildiğimiz kadarıyla kuşları ve memelileri etki altına alan bir virüs grubudur. Buna bağlı olarak farklı alt tiplerde insanları köpekleri kedileri kemirgen hayvanları domuzları inekleri ve hindileri etkisine alan coronavirüsler olduğunu biliyoruz. Normal şartlar altında virüsler aynı tip hayvanlar arasında yayılım göstermektedir. Fakat kimi zaman cinsler arası salgınlar ve çapraz olarak gen oluşumu virüsler çeşitlilik gösterebilir. Virüsler de kendi içlerinde farklı bölümlere ayrılır. Farklı tipteki canlıların virüslerinin çapraz olarak birleşmesi ya da genetik olarak çaprazlanmasına olanak sağlaması halinde yeni bir virüs ortaya çıkabilir. Aynı anda hem insanlara hem de hayvanlara bulaşabilecek potansiyel tehlikeyle de karşı karşıya kalabiliriz. İnsanlar da ise yeni tip bir virüse karşı bağışıklık kazanmamaları, ilacının ve aşısının bulunmaması da yayılma hızına bağlı olarak pandemik oluşmasına neden olacaktır. Günümüzde de bu sorunu yaşamaktayız.
Çalışmalar neticesinde hastalığa ilk yakalanan Wuhan halkının buradaki deniz ürünleri pazarı olan ve ayrıca yarasa kedi köpek yılan fare gibi pek çok farklı ve mide bulandırıcı pazarla ilişkisi olduğu ortaya çıktı. Hayvan pazarları olarak bilinen bu bölge canlı ya da ölü hayvanların açık ve hijyen kurallarına uyulmadan satışının gerçekleşmesi sonucu hastalığın yayıldığı düşünülmekte. Farklı ve potansiyel hastalık yayabilecek birçok yabani hayvanın kan ve diğer sıvıları nedeniyle virüs yayılmasına oldukça elverişli olan bu pazarın ne kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekmekte fayda var. Ayrıca pangolin hayvanının bu pazarda satılmadığına da dikkat çekelim.
Vahşi hayvanların virüs deposu olduğu sağlıksız ve hijyenik olmayan şartlarda satışı yapılan bu hayvanların birçok hastalığa davet açtığı apaçık bir gerçek. Çinli bilim insanlarına göre hastalık insanlara yılan ve yarasalardan değil fakat bir çeşit pangolinden geçmiş olabilir. Bu konuda henüz kesin %100 denilebilecek bilimsel bir çalışma olmasa da araştırmalar hala devam etmektedir. Asyada yiyecek ve içecek sektörü için öldürülen bu hayvanların yasadışı ticareti yapılıyor.